Osmanli Siiri Antolojisi / Nejlevnější knihy
Osmanli Siiri Antolojisi

Kód: 13459211

Osmanli Siiri Antolojisi

Autor Ahmet Atilla sentürk

Mimari, yazi, süsleme sanatlari ve musiki gibi göze ve kulaga hitap eden sanatlarda kendine has bir cizgisi ve ihtisami bulunan Osmanlinin, kültür degisimleri sebebiyle günümüz insaninca yeteri kadar taninmayan, belki de bütün bu ... celý popis

1663

Dostupnost:

50 % šanceMáme informaci, že by titul mohl být dostupný. Na základě vaší objednávky se ho pokusíme do 6 týdnů zajistit.
Prohledáme celý svět

Informovat o naskladnění

Přidat mezi přání

Mohlo by se vám také líbit

Dárkový poukaz: Radost zaručena

Objednat dárkový poukazVíce informací

Informovat o naskladnění knihy

Informovat o naskladnění knihy


Souhlas - Souhlasím se zasíláním obchodních sdělení a zpracováním osobních údajů k obchodním sdělením.

Zašleme vám zprávu jakmile knihu naskladníme

Zadejte do formuláře e-mailovou adresu a jakmile knihu naskladníme, zašleme vám o tom zprávu. Pohlídáme vše za vás.

Více informací o knize Osmanli Siiri Antolojisi

Nákupem získáte 166 bodů

Anotace knihy

Mimari, yazi, süsleme sanatlari ve musiki gibi göze ve kulaga hitap eden sanatlarda kendine has bir cizgisi ve ihtisami bulunan Osmanlinin, kültür degisimleri sebebiyle günümüz insaninca yeteri kadar taninmayan, belki de bütün bu sanat dallarindan daha parlak bir edebiyati ve siiri vardi. Osmanli siiri, tarihe mal olan bu insanlarin duygu ve düsünceleri, gündelik hayatlari, yasam felsefeleri, inanc ve gelenekleri gibi neredeyse bütün özelliklerini belki hicbir belge ve görsel malzemenin basaramayacagi bir ictenlikle yansitma özelligine sahiptir.XVI. yüzyilda Türkiyeyi ziyaret eden Batili seyyahlarin en cok dikkatini ceken noktalardan birisi de Türklerin kadin erkek, genc ihtiyar hemen tamaminin siirle ugrasmalaridir. Osmanli tarihi boyunca okuma yazma bilmeyen kunduracisindan büyük bilginine, padisahindan yenicerisine kadar edebiyat tarihine gecen 3000i askin sairden 67sinin siirlerini tahlil ederek inceleyen Osmanli Siiri Antolojisi bu yönüyle simdiye kadar gözlerden uzak kalmis bir dünyayi gözler önüne sermektedir.Arka KapakXVI. Yüzyilda Türkiyeyi ziyarete gelen batili seyyahlarin en cok dikkatini ceken noktalardan biri de Türklerin kadin erkek, genc ihtiyar hemen tamaminin siirle ugrasmalaridir. Osmanli tarihi boyunca okuma yazma bilmeyen kunduracisindan büyük bilginine, padisahindan yenicerisine kadar edebiyat tarihine gecen 3000i askin sairden 67sinin siirlerini tahlil ederek inceleyen Osmanli siiri antolojisi bu yönüyle simdiye kadar gözden uzak kalmis bir dünyayi gözler önüne sermektedir.YKYde 1. Baski Istanbul, Kasim 1999 21.5 x 27.5 cm. boyutlarinda kuse olarak yayimlanmistir.TadimlikMilletlerin kültürleri olusum ve yapi itibariyla bir agacin dallari gibi sürekli birbiriyle iliski ve iletisim icindedir. Devamli temas halinde bulunan ayri köklere sahip toplumlar icin olsun, ayni milletin yeryüzünün degisik cografyalarina yayilmis farkli zümreleri icin olsun, bu olgu pek büyük bir aksakliga ugramadan tekrarlanarak sürüp gider. Edebiyat, resim, müzik, mimar gibi sanatlar; dil, inanclar, kiyafetler, mutfak, devlet yönetimi... Bütün bunlar toplumlar arasinda devamli etkilesimler sonucu gelisip yenilenirler. Edeb metinler, farkli dil temelleri üzerine kurulmalari ve milletlerin oldukca zor degisen ic dünyalarini yansitmalarina ragmen yabanci temas ve iliskilere kolayca acilabilen bir yapi arz ederler. Hakkinda gelistirilen kanaatlere göre, dis dünyaya kapali ve tutucu bir yapiya sahip oldugu izlenimi uyandiran Osmanli toplumunun vücuda getirdigi edeb eserlerin seyrine dikkatle bakildiginda; bunlarin Islam kültür zemini üzerinde yürümesine ragmen Hintten Zerdüstlüge, Cinden Eski Anadolu uygarliklarina kadar bircok kültürün mirasini devralarak yüklenip götürmekte olduklari görülür. Bu bakimdan hangi millet veya toplum icin olursa olsun, bu tür calismalara geriye dönük baglayici bir isim verirken, en azindan katiksiz bir kültür ve edebiyatin var olamayacaginin, olsa da böyle bir yapilasmanin asirlar boyunca kabugunu kiramayan kabile kültürleri seviyesinden ileriye gidemeyeceginin bilincinde bulunma geregi vardir. Eski yüzyillarin ulasim sartlarina göre dünyanin birbirinden oldukca uzak yörelerinde gelisen Türk kültür ve uygarliklari, özellikle dil ve edebiyat sahasindaki eserler acisindan büyülü bir iliski ve etkilesim icindedirler. Bu sebeple yüksekten bakildiginda Türk catisi altinda yer alan tek bir yapi görünümü olusturan Osmanli, Cagatay, Azer, Kipcak gibi edeb sahalari incelerken; bütün bu subeleri söz konusu yapinin ic mekanlarini olusturan bölümler seklinde düsünmek isabetli olacaktir. Bu gibi farkli isimlendirmeler, bunlar arasinda bicakla kesilmiscesine belirgin birtakim ayriliklar bulundugundan degil, inceleme kolayligi olusturmasi ve tabi ki her birinin kendilerine has bazi yan özellikler tasimalari sebebiyledir. Aksi takdirde ayni dili konusup ayni inanci paylasip, ayni estetik zevklere sahip olduklari halde, farkli cografyalarda yahut farkli siyas yapilasmalar altinda gelisen kollari birbirinden ayri görmeye calismak cidd bir haksizlik olsa gerektir. Bütün bunlarin bilincinde olarak icinde yasadigimiz cografyanin tarih edebiyatina bir isim vermek gerektiginde, Türk hakimiyetinin Anadolu merkez olmak üzere Orta Avrupadan Irana, Kuzey Afrikadan Arap Yarimadasina ve Misirdan Kirima kadar uzanan genis bir kültür cografyasi üzerinde dil, din, siyaset, asker güc, edebiyat, musiki gibi her konuda en fazla tebarüz eden, temsil ettigi medeniyet itibariyla güclü bir cekim alani olusturan ve varligi en uzun süren devlet konumunda bulundugundan Osmanli, vücuda getirdigi edebiyatin isim babaligini fazlasiyla hak etmektedir. Bununla birlikte, akan bir nehir gibi tam bir süreklilik arz eden kültür ve edebiyat ürünlerini belirli bir siyas otoriteye veya cograf konuma göre siniflandirmak, son derece zor, biraz sakincali ve zaman zaman icinden cikilmaz bir durum olusturur. Mesela Osmanli edebiyati diye bir isim telaffuz edildiginde, Türklerin Anadoluda kendi dilleriyle gelistirdikleri edebiyatin belki en büyük ilk örnegi diyebilecegimiz Garb-name, 1330 yilinda henüz Osmanli hakimiyetine girmeyen Kirsehir bölgesinde yazildigi icin Osmanli kültür ve edebiyatinin disinda kalan bir konumda gibi görünebilir. Üstelik sik Pasa, ailesi ve cocuklariyla bu kültürün olusmasi icin cok önemli hizmet ve eserler vermis bir sahsiyettir. Yahut Erzurumda dogup bir ara Karamanda bulunan ve hayatinin önemli bir kismi Misir, Sam ve Halepte gectigi icin Ysuf u Züleyha gibi Türk edebiyatinin Anadoludaki en eski ve en önemli mesnevilerinden birini yazan veya Füthus-am adli eseri asirlar boyunca Osmanli topraklarinda okunan bir Erzurumlu Darr, ayni sekilde Osmanli siir ve edebiyati kavraminin disinda tutulmak gibi kabulü güc bir mevkide kalabilir. Söz konusu edebiyatin temel taslarini olusturan bu gibi degerli sahis ve eserleri, birtakim sinirlar ve siyas nüfuz bölgeleri sebebiyle bu kavramin disinda saymak, asla kabul edilemeyecek bir durumdur. Bu bakimdan Osmanli Devletinin 700. kurulus yildönümü münasebetiyle hazirlanan böyle bir antolojiye isim olan Osmanli siiri kavramini, bütün

Parametry knihy

1663

Oblíbené z jiného soudku



Osobní odběr Praha, Brno a 12903 dalších

Copyright ©2008-24 nejlevnejsi-knihy.cz Všechna práva vyhrazenaSoukromíCookies


Můj účet: Přihlásit se
Všechny knihy světa na jednom místě. Navíc za skvělé ceny.

Nákupní košík ( prázdný )

Vyzvednutí v Zásilkovně
zdarma nad 1 499 Kč.

Nacházíte se: